EMSAL KARARLAR

Mahkeme TC. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ
Karar Tarihi 22/02/2007
Esas No 2006/18030
Karar No 2007/2541

DAVA KONUSU
Meslek hastalığı, tazminat, faiz, harç

DAVA ÖZETİ
Davacı, murisinin meslek hastalığı sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR
Dava nitelikçe, meslek hastalığı sonucu % 85,3 oranında meslekte kazanma güç kaybına uğrayan sigortalının manevi tazminat istemine ilişkindir.

Sigortalı, yargılama devam ederken 15.05.2005 tarihinde vefat etmiş, yasal mirasçıları (eş ve iki çocuğu) davaya devam etmişlerdir. Mahkemece, davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul, kısmen reddine, her bir davacı için takdiren 10.000'er YTL'den olmak üzere toplam 30.000 YTL'nin davalıdan alınıp davacılara verilmesine, manevi tazminat konusunda fazlaya dair istemin reddine karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun değildir.

Gerçekten, manevi tazminat isteme hakkı, kural olarak zarar görene ait bir haktır. Ancak, zarar gören ölmeden önce dava açmış veya dava açma iradesini izhar etmiş ise, manevi tazminat isteme hakkı mirasçılarına intikal eder. Mirasçılar açılmış davaya devam edebilirler veya dava henüz ikame edilmemiş ise, bizzat dava açabilirler (Hukuk Genel Kurulu?nun 03.04.1963 gün ve E: 1963/4-80, K: 1963/42 sayılı kararı). Bu durumda, yargılama sırasında ölen sigortalının sağlığındaki meslekte kazanma güç kaybı oranı da dikkate alınarak yararına hükmedilecek manevi tazminat miktarının davalıdan tahsili ile mirasçılarına payları oranında ödenmesine karar verilmesi yerine, mahkemece, ölen sigortalının mirasçılarının doğrudan açtıkları manevi tazminat davası olarak nitelendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Öte yandan, bu tür tazminat davalarında faize maluliyetin tespit edildiği tarihten itibaren hükmetmek gerekirken ve yargılama sırasında ölen sigortalı da maluliyetinin tespit tarihi itibariyle faize hükmedilmesini istemesine rağmen, faiz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi de isabetsizdir.

Ayrıca, davanın reddi hariç, harç daima davalıya yükletilir. Çünkü, harç zaten haksız çıkılan oranda hüküm altına alınır ve hükmedilen miktara göre verilir. HUMK?nın 416. maddesi gereğince, davacı hüküm altına alınan tazminat miktarı kadar haklı çıktığına göre, peşin alınan harçların bakiye harç gibi davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu hukuki olgu dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların manevi tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 22.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.