ICEM GENEL SEKRETERİ MANFRED WARDA TÜRK MADEN SENDİKALARINI ZİYARET ETTİ
HABER / DUYURU

ICEM GENEL SEKRETERİ MANFRED WARDA TÜRK MADEN SENDİKALARINI ZİYARET ETTİ

Türkiye Maden İş Sendikası -

ICEM Genel Sekreteri Manfred Warda ve Kimya ve Lastik İşkolları Uzmanı Kemal Özkan sektörümüzdeki son gelişmeleri ve Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği ile ilgili 176 Nolu ILO Sözleşme'sinin Türkiye tarafından onaylanmasıyla ilgili ICEM'le eşgüdümlü olarak yürütmekte olduğumuz çalışmaları değerlendirmek üzere sendikamız ve Genel Maden İşçileri Sendikası'nın katılımlarıyla 17 Eylül 2010 tarihinde Ankara'da bir toplantı gerçekleştirdi.

Sendikamızdan Genel Başkan İsmail Aslan, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Levent Eşiyok, Genel Sekreter Vedat Ünal ve Eğitim ve Araştırma Sekreteri Hasan Hüseyin Yıldız'ın katıldığı toplantıya Genel Maden İşçileri Sendikası'ndan da Genel Başkan Ramiz Muslu ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Toplantıda bir konuşma yapan Genel Başkan İsmail Aslan, 176 Nolu ILO Sözleşmesi'nin hükümet tarafından onaylanma konusuna ve madencilik sektöründeki sorunlara değindi. İsmail Aslan konuşmasında şunları söyledi:

Resmi raporlara ve bizzat Meclis Madencilik Sorunlarını Araştırma Komisyonu'nun yaptığı tespitlere göre Türkiye, madenlerdeki ölümlü kazalarda Avrupa birincisi, dünya üçüncüsüdür. Mevzuatta standart getirilmesini sağlayacak olan 176 sayılı ILO sözleşmesi, işverenlere kazaları önlemek için her türlü önlemi alma, işçileri bilgilendirme ve eğitme yükümlülüğü getiriyor ve kaza sonrasındaki sağlık ve kurtarma etkinliklerinin nitelik ve kalitesi de güvence altına alınıyor.

176 sayılı ILO sözleşmesinin onaylanması ve iç mevzuatta uyum ve etkin denetim düzenlemelerinin yapılması doğrultusunda ICEM önderliğinde başlatılan bu kampanya, sendikamız ve maden işçileri için büyük önem taşımaktadır.

Ülkemizde iş sağlığı ve güvenliği mevzuatındaki en büyük eksikliklerden birisi de, mevzuatın, işyerlerinin çok önemli bölümünü kapsam dışında bırakmasıdır. Ülkemizde, işyerlerinin yüzde 98'i, 50'nin altında işçi çalıştıran işyerleridir. 50'nin altında işçi çalıştıran işyerlerinin toplam istihdamdaki yeri yüzde 58'dir. Bu işletmeler iş sağlığı ve güvenliği kurullarının, işyeri hekimlerinin ve sağlık-güvenlik uzmanlarının çalışmadığı işletmelerdir. Yani, ülkemizde işyerlerinin yarısından fazlası, iş güvenliği mevzuatının çok önemli düzenlemelerinin kapsamının dışındadır. Maden işyerlerine ilişkin olarak da, iş güvenliği açısından önemli bir işlev gören iş güvenliği nezaretçisinin işverene idari ve mali bağımlı durumu, mevzuattaki önemli eksiklerden birisidir. 176 Nolu Sözleşmenin onaylanması ve yürürlüğe girmesi bu eksikliklerin giderilmesi açısından da hayati önem taşımaktadır.

Ülkemizin ILO Sözleşmelerini imzalamaktan kaçınması ya da imzalanmış sözleşmelerin uygulamadaki yerindeliğinin denetlenmesinin tam yapılmaması nedeniyle Avrupa Birliği ve ILO nezdinde alınan olumsuz eleştirilere hedef olmaktan ya da örgütlenme aşamasında yaşanılan yasal düzenleme eksikliği nedeniyle özel paragraflarda yer almaktan ve kınama almaktan öte bir adım atılması gerekliliği bulunmaktadır.

Bu sözleşmenin imzalanması Türkiye'deki maden işçilerinin çalışma koşullarının ulusal kanunların yanı sıra uluslararası bir sözleşmeyle de koruma altına alınması ve ülkemizin uluslararası platformlardaki prestiji açısından da büyük önem taşımaktadır.

Uluslararası Sekreteryamız ICEM?in Genel Sekreteri Manfred Warda?nın bu toplantıda verdiği bilgilerden öğrendiğimiz üzere Avrupa Birliği Komisyonu kömür üretimiyle ilgili yeni bir kanun kabul etmiş ve serbest piyasa ekonomisi kurallarını gerekçe göstererek, devlet tarafından sübvanse edilen tüm kömür ocaklarının 2014 yılı itibariyle kapatılması kararı almıştır. Bu kararın yansımaları ve belki de aynı uygulamalar Türkiye'de de yakın bir gelecekte gündeme muhakkak gelecektir.

Sendikalarla hiçbir görüşme yapılmadan, ulusal düzenlemelere aykırı bir şekilde tek taraflı olarak alınan bu karar kesinlikle kabul edilemez bir uygulamadır. Madencilik sektöründe bu tür hiçbir yasa, politika ve uygulama sadece serbest piyasa bahanesiyle yürürlüğe konulamaz. Bizim sektörümüzde alınan kararlar öncelikle iş güvencesi ve ulusal enerji kaynaklarının geleceği göz önüne alınarak verilmelidir.

Bu çerçevede, kardeş sendikamız Genel Maden İşçileri Sendikası'yla birlikte Türkiye Maden İşçileri Sendikası olarak tüm desteğimizle IGBCE Sendikası ve üyelerinin yanında olacağımızı belirtmek istiyoruz. Ayrıca bu yeni düzenlemeden direkt olarak etkilenecek olan ve maden işçilerinin iş güvencesi, ulusal enerji kaynaklarının geleceğe taşınması için mücadele veren Bulgaristan, Macaristan, Polonya, İspanya ve diğer Avrupa Birliği Ülkeleri maden sendikalarını biraraya getirmek ve aktif bir direniş organize etme adına göstermiş olduğu kararlılığı da takdirle karşıladığımızı belirtmek istiyoruz.